Mesane kanseri teşhisi, hem hastanın belirti ve şikayetlerine hem de yapılan testlere dayanarak konulmaktadır. Şüphelenilen durumlarda, doğru teşhise ulaşmak için bazı temel muayene ve testler gereklidir.

1. Tıbbi ve Aile Özgeçmişi: Hastanın tıbbi geçmişi, belirti ve şikayetlerinin detaylı bir şekilde alınması teşhisde önemlidir. Ayrıca aile geçmişi, hastalığın genetik yatkınlığını değerlendirmek için incelenir.

2. Fizik Muayene: Mesane kanseri belirtilerini anlamak ve diğer potansiyel sağlık sorunlarını tespit etmek adına genel bir fizik muayene yapılır. Gerekli durumlarda, rektal muayene ve kadınlarda jinekolojik muayene gerçekleştirilir. Bu muayeneler, mesane tümörünün varlığını, büyüklüğünü ve yayılımını belirlemeye yardımcı olabilir.

3. İdrar Tahlili: İdrarda kan varlığı, mesane kanserinin ilk belirtisi olabilir. Bu nedenle, idrar testleri teşhisin ilk aşamalarında gerçekleştirilir. Ancak idrarda kanın varlığı her zaman kanser anlamına gelmez; diğer sağlık sorunları da bu belirtiyi gösterebilir.

4. İdrar Sitolojisi: İdrarda, mikroskopla incelediğimizde görülen kanser hücrelerini tespit etmek amacıyla idrar sitolojisi yapılmaktadır. Ancak bu test, her durumda kesin sonuç vermeyebilir. Özellikle yüksek dereceli tümörlerde daha etkilidir. Test sonucunun negatif olması, her zaman kanserin olmadığı anlamına gelmez.

5. Tümör Belirteçleri için İdrar Testleri: Tümör belirteçleri için idrar testleri mesane kanserini saptama konusunda yardımcıdır. Ancak bu testler kesin teşhis için yeterli değildir. Sitolojiye kıyasla daha güvenilir olsalar da, kanser olmayan bireylerde yanıltıcı sonuçlar verebilir. İdrar testleri, genellikle mesane kanseri şüphesi veya takibi için kullanılır. Bu testler arasında UroVysion™(FISH), BTA testleri, ImmunoCyt™ ve NMP22 BladderChek® bulunmaktadır. İdrarda kanama, BCG etkisi ve enfeksiyonlar bu testlerin sonuçlarına etki edebilir. Mevcut bilgilere göre, idrar testleri sistoskopinin yerini alamaz.

6. Sisteskopi: Sistoskopi, mesane kanserini tespit ve takip etmek için kritik bir yöntemdir. Kameralı ve ışıklı bir alet olan sistoskopla, mesane ve üretra içeriği incelenir. Sistoskopi sırasında, aynı anda biyopsi ve cerrahi müdahale de gerçekleştirilebilir. Bu işleme, sistoskopi ve gerekli girişim adı verilir. Anestezi altında yapılan işlem sırasında bimanuel muayene de önemlidir. Sistoskopik incelemelerde, lezyonların özellikleri kanserin tipi ve yaygınlığı hakkında fikir verebilir. Genelde sert bir alet olan sistoskop, esnek versiyonuyla da kullanılabilir ama esnek sistoskop, sert olan kadar etkili değildir. Sistoskopi yöntemini daha etkili hale getiren yeni teknikler geliştirilmiştir.

Bu yeni yöntemler arasında Dar-bant görüntüleme, Floresans sistoskopi, Konfokal lazer mikro-endoskopi ve SPIES görüntüleme sistemi bulunmaktadır. Ancak bu yeni yöntemlerin bazıları hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır.

  • Dar-bant görüntüleme: Dar-bant tekniği, mesanenin iç yüzeyine mavi ve yeşil ışıkların yansıtılmasıyla gerçekleştirilen bir sistoskopi yöntemidir. Bu teknik, kanserli dokuyu sağlıklı dokudan ayırt etmeyi kolaylaştırır. Ek olarak, bu yöntemde ayrıca bir boyama işlemine gerek duyulmaz.
  • Mor ışık sistoskopi: Floresans sistoskopi olarak da bilinen bu yöntemde, mesaneye özel bir ilaç verilir, bu ilaç ışıkla aktive olur ve kanser hücreleri tarafından emilir. Daha sonra, doktor sistoskoptan mavi bir ışık yaydığında, ilacın tutunduğu hücreler parlak bir şekilde görüntülenir. Bu sayede, normal beyaz ışıkla gözden kaçabilecek tümörler daha kolay tespit edilir.
  • Konfokal lazer mikro-endoskopi: Bu modern teknik, hücreleri yüksek çözünürlükte göstermek için kullanılan bir probdur. Hücrelerin gerçek zamanlı olarak incelenmesini sağlar. Ancak bu yöntemin yaygın kullanımı ve faydaları üzerine daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
  • SPIES görüntüleme sistemi: Storz şirketinin geliştirdiği bu sistem (resmi adıyla IMAGE1 S veya SPIES), farklı ışık dalgalarını kullanarak daha net görüntüler elde eder. Ancak bu sistem hakkında daha detaylı ve kanıta dayalı bilgilere ihtiyaç bulunmaktadır.

7. Transüretral Mesane Tümörü Rezeksiyonu (TUR-MT): Eğer sistoskopi sırasında şüpheli bir bölge tespit edilirse, bu alandan biyopsi almak ve mümkünse bu tümörü ortadan kaldırmak amacıyla bir işlem gerçekleştirilir. Bu kapalı cerrahi işlem, Mesane Tümörünün Transüretral Rezeksiyonu (TUR-MT) olarak adlandırılır. Bu prosedür esnasında tümör ve onun etrafındaki mesane kas dokusu alınır. Alınan örnekler patoloji incelemesi için laboratuvara gönderilir. Eğer kanser teşhis edilirse, bu testler ile kanserin mesane duvarının kas katmanına yayılıp yayılmadığı belirlenir. Bu bilgiler, tümörün evresini belirlemede kritik öneme sahiptir. Mesane kanseri bazen mesanenin çoklu bölgelerinde ya da üriner sistemde ortaya çıkabilir. Eğer belirgin bir tümör gözlemlenmezse fakat kanser ihtimali yüksekse, mesanenin çeşitli yerlerinden örnekler alınabilir. Bu süreçte toplanan mesane yıkama sıvısı da sitolojik inceleme için patoloji laboratuvarına gönderilir.

8. Biyopsi Sonuçları: Alınan biyopsi örnekleri laboratuvar ortamında bir patolog tarafından dikkatlice incelenir. Eğer mesane kanseri teşhis edilirse, tümörün ne kadar yayıldığı, hücre tipi ve kanserin derecesi gibi bilgiler rapor edilir. Yayılma miktarı, kanserin mesane duvarının ne kadar derinine nüfuz ettiğini gösterir, bu bilgi tedavi planlaması için kritiktir.

Buna bağlı olarak:

  • Non-invaziv Mesane Kanseri: Kanserin sadece hücrelerin iç tabakasında kaldığı ve derin katmanlara ilerlemediği durumlara verilen isimdir. Bu duruma aynı zamanda yüzeysel veya kasa invaze olmayan mesane kanseri de denir.
  • İnvaziv Mesane Kanseri: Kanserin mesanenin derin katmanlarına doğru büyüdüğü durumlardır. Bu tip kanserlerin yayılma riski daha yüksektir ve tedavi süreci daha karmaşıktır.

9. İntravenöz Piyelografi (IVP): İntravenöz ürografi veya kısa adıyla IVP, idrar sisteminin röntgeninin çekilmesi işlemidir. Bu prosedür sırasında, damardan özel bir boya enjekte edilir. Böbrekler bu boyayı kan dolaşımından filtre eder ve üreterlere, ardından mesaneye yönlendirir. Röntgen boyanın hareketini takip eder, böylece bu organlar röntgende belirginleşir ve varsa idrar yolu tümörleri daha iyi görülür. Ancak, alerjik bir reaksiyon riski veya böbrek problemleri olan hastalarda başka test yöntemleri tercih edilebilir. IVP genellikle mesane kanserinin tanısında rutin bir yöntem olarak kullanılmaz; bilgisayarlı tomografi genellikle daha aydınlatıcıdır.

  • Retrograd Piyelogram (RPG): Bu testte, idrar kanalı aracılığıyla mesaneye ya da üretere ince bir tüp (kateter) yerleştirilir. Kateter aracılığıyla radyoaktif boya enjekte edilir, ardından x-ray ile böbrekler, üreterler ve mesane görüntülenir. Ancak bu da IVP gibi sıkça tercih edilen bir yöntem değildir.

10. Bilgisayarlı Tomografi (CT) Taraması: CT tarama, röntgen ışınları kullanarak vücudun kesitsel detaylı görüntülerini oluşturur. Böbrek, üreterler ve mesane gibi üriner sistem organlarının CT ile incelenmesine CT-ürografi adı verilir. Bu tarama, mesane dahil idrar sistemindeki tümörlerin boyutu, şekli ve konumu hakkında detaylı bilgi sunar. Ayrıca, karın içi ve pelvik bölgedeki büyümüş lenf düğümlerini ve olası metastazları tespit etmekte faydalıdır.

  • CT Kılavuzluğunda İğne Biyopsisi: CT taraması, biyopsi için kullanılacak iğnenin doğru konumda olmasını sağlamak amacıyla rehber olarak da kullanılabilir. Bu yöntem, kanserin yayılmış olabileceği bölgelerden doku örnekleri almak için uygundur.

11. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) Taraması: MRI taraması, CT gibi, vücuttaki yumuşak dokuların detaylı görüntülerini oluşturur. Fakat bu yöntemde x-ışınları yerine radyo dalgaları ve güçlü mıknatıslar kullanılır. MRI, mesane kanserinin komşu dokulara veya lenf düğümlerine sıçrayıp sıçramadığı konusunda bilgi sunar. Üst üriner sistem (üreter ve böbrek pelvisi) için MRI-ürografi yöntemi tercih edilebilir.

Multiparametrik MRI (mpMRI) kullanımının mesane kanseri teşhisi ve evrelemesi için tam rolü henüz netlik kazanmamıştır. Mesane kanserine dair standart bir mpMRI raporlama yöntemi (VIRADS) tanımlanmış olsa da rutin pratiğe entegre olmamıştır.

12. Ultrasonografi: Ultrason, mesane kanserinin boyutu ve yayılımı hakkında bilgi verebilir. Ayrıca böbreklerin durumunu da kontrol etmek için kullanılır. Basit ve hızlı bir testtir.

Ultrason Kılavuzluğunda İğne Biyopsisi: Şüpheli bir bölgeyi incelemek için ultrason eşliğinde biyopsi yapılır.

13. Akciğer Grafisi: Mesane kanserinin akciğerlere sıçrayıp sıçramadığını belirlemek için göğüs röntgeni alınabilir. Ancak, bu amaç için sıklıkla göğüs CT’si tercih edildiğinden bu yöntem az kullanılmaktadır.

14. Kemik Taraması: Kemiklerde kanserin olup olmadığını kontrol etmek için kemik taraması yapılır. Eğer kemik ağrınız yoksa ya da kan testleri kanserin kemiklere sıçramış olabileceğini gösteriyorsa bu test önerilir. Radyoaktif madde kullanılarak yapılan bu test, kemiklerdeki kanseri tespit edebilir. Ancak kesin sonuçlar için ek testlere ihtiyaç duyulabilir.

15. Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) Taraması: Radyoaktif madde ile CT taramasının bir araya getirildiği bu yöntem, mesane kanserinin diğer organlara ve lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını tespit etmede giderek daha fazla tercih edilmektedir. PET-CT, uzakta oluşan metastazların tespit olasılığını yükseltir. Ancak, mesane tümörlerinin aşamasını belirlemek için genelde önerilmez.