Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu, dünya genelinde %9-13 oranında yaygınlık göstermektedir ve tahminen 630 milyon insan bu virüsle enfekte durumdadır. Erkeklerde en sık genital kondilomlar (siğiller) şeklinde ortaya çıkan bu enfeksiyon, hem erkeklerde hem de kadınlarda çeşitli kanser türlerine yol açabilmektedir. HPV’nin 200’den fazla tipi bilinmekte olup, bu tiplerden 15’i kanser yapıcı (karsinojenik) olarak kabul edilmektedir. Özellikle rahim ağzı kanserinde HPV’nin önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Aşı yoluyla önlenmesi veya tedavi edilmesi durumunda, rahim ağzı kanseri sıklığında büyük ölçüde azalma gözlemlenmiştir. HPV ile enfekte olma olasılığı, seksüel açıdan aktif bireylerde yaşamları boyunca yaklaşık %50 olarak belirtilmektedir.
HPV, insan DNA’sına entegre olan yüksek riskli kanserojen virüs tiplerinde (tip 16 ve 18 gibi), virüsün vücuttan atılmasının daha uzun süre alabileceği belirtilmektedir. HPV enfeksiyonundan korunmak için alınabilecek önlemler arasında düzenli prezervatif kullanımı, sünnet, genital bölgenin tıraş edilmemesi, sigaranın bırakılması ve özellikle HPV aşısı yer almaktadır. HPV aşısı, enfeksiyonun %90’ına karşı koruyucu olup, 11-12 yaşındaki kızlara rutin olarak yapılması önerilmektedir. Erkekler için de aşı kullanımı önerilmekte, ancak bu konuda hâlâ tartışmalar devam etmektedir.
HPV enfeksiyonunun tedavisinde, virüsü tamamen yok eden bir ilaç bulunmamakta ancak enfeksiyonun neden olduğu lezyonların tedavisi mümkündür. Kullanılan tedavi yöntemleri arasında medikal tedaviler (podofilin, trikloroasetik asit (TCA), imiquimod krem gibi) ve ablasyon ile lezyonların tahribi (kriyoterapi, elektrokoter, lazer sistemleri gibi) bulunmaktadır. Özellikle idrar kanalında görülen siğillerin tedavisinde endoskopik olarak lazer veya elektrokoter-transüretral rezeksiyon yöntemleri önerilmektedir.
Uluslararası sağlık topluluklarının katkılarıyla, Human Papilloma Virus (HPV) hakkında genel bilinç ve farkındalığı artırmak, ayrıca aşılama yoluyla bu virüse karşı korunmanın önemini vurgulamak amacıyla, 4 Mart tarihi Dünya HPV Günü olarak belirlenmiştir. Bu özel gün, Dünya Papillomavirüs Derneği, Dünya Kanser Teşkilatı (UICC) ve birçok diğer uluslararası kuruluşun desteğiyle kutlanmaktadır.
HPV’nin Etiyolojisi ve Klinik Etkileri
Human Papilloma Virüsü (HPV), insanlarda kondilom olarak bilinen siğil ve papillomların oluşumuna neden olan bir DNA virüsüdür. HPV enfeksiyonunun bulaşmasının ardından, siğil oluşumu için geçen inkübasyon süresi 2 hafta ile 8 ay arasında değişebilir. Genital siğillerin ortaya çıkması genellikle 3 haftadan birkaç aya kadar sürer, ancak kanser gelişimi için 10 ila 30 yıl gerekebilir.
İnsanlarda 60’a yakın farklı HPV tipi bulunmaktadır. Bu tiplerin içinde, genital siğillerin %90’ından sorumlu olan HPV tip 6 ve 11, kanser gelişimi açısından düşük risk taşımaktadır. Bu tipler aynı zamanda göz, burun, ağız ve soluk borusunda da siğillere yol açabilir.
Kanser riski yüksek olan HPV tipleri arasında 16, 18, 31, 33, 35, 45, 52 ve 58 bulunur. Bu yüksek riskli tipler, genellikle genital siğillerde gözle görülmez ve nadiren bu tür siğillere neden olur. Yüksek riskli HPV tipleri, servikal, vajinal, vulva, anal, penil ve orofarengeal kanserlerin gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle, HPV Tip 16, servikal kanserin en yaygın nedeni olarak kabul edilir ve bu kanser türünden sorumlu olan diğer tipler arasında 18, 45 ve 31 bulunmaktadır.
Erkeklerde, HPV’nin bazı tipleri squamöz hücreli penil karsinoma, karsinoma in situ, Bowenoid papillozis, queyrat eritroplazisi ve Bowen hastalığı gibi prekanseröz ve neoplastik lezyonlarla ilişkilendirilir.
HPV Enfeksiyonunun Bulaşma Yolları ve Seyri
- Cinsel Yolla Bulaşma: HPV, vajinal, anal ve oral cinsel ilişki sırasında yayılır. Ciltten cilde temas yoluyla da bulaşabilir. Genital siğiller oldukça bulaşıcıdır ve cinsel partnerlere bulaşma riski %64’tür. Kadından erkeğe bulaşma oranı, erkekten kadına göre daha yüksektir. Anal ve oral ilişkilerde de bulaş oranları yüksektir. Oral seksle bağlantılı baş-boyun kanserlerinin %50-75’inde HPV etkili bir faktördür.
- Doğumsal Bulaşma: Doğum sırasında anneden bebeğe geçebilen HPV, bebeklerde gırtlak ve gözde siğillere neden olabilir. Ayrıca, HPV taşıyan spermin döllenme sırasında ve kadın genital sistemine ilerlerken tranplasental geçiş yapması mümkündür.
- Nesne ve Yüzeylerden Bulaşma: HPV’nin nesnelerden bulaşması tartışmalıdır. Tuvalet ve banyo gibi yüzeylerden bulaştığına dair net bir kanıt yoktur. Ancak, genital siğillerin tedavisinde kullanılan aletlerde bulaş olabileceği düşünülmektedir. Muayene sırasında farklı eldivenler kullanılması, vaginal ultrason probu gibi ekipmanların yüksek düzeyde dezenfekte edilmesi önerilir.
- Solunum Yoluyla Bulaşma: HPV’nin solunum yoluyla bulaşması tartışmalıdır. Lazer ve elektrokoter tedavileri sırasında ortaya çıkan dumanda HPV DNA’sı bulunmuştur. Bu sebeple, işlem sırasında dumanı uzaklaştırıcı sistemler, maske, eldiven, önlük ve gözlük kullanılması önerilir. Lazer tedavileri, elektrokoter tedavilerine kıyasla daha riskli kabul edilir, çünkü lazer buharında daha büyük miktarlarda HPV DNA’sı bulunmuştur.
HPV Belirtileri ve Bulguları
HPV, yavaş çoğalan bir virüstür ve genellikle 9-12 ay süren bir latent dönem geçirir. Bu süre zarfında virüs gizli kalır, ancak aktif genital lezyonların bulunduğu dönemlerde bulaşma riski yüksektir. Vücuda girdikten sonra, HPV’nin tipine bağlı olarak, ilk yıl içinde yaklaşık %70, ikinci yılda ise %90 oranında vücudun bağışıklık sistemi tarafından temizlenir. Ancak, insan DNA’sına entegre olan ve yüksek risk taşıyan kanserojen virüs tipleri (örneğin tip 16 ve 18) vücuttan atılması daha uzun zaman alabilir.
Enfeksiyonun sürdüğü %10’luk durumlarda, genital siğillerin gelişmesine veya uzun vadede (10-30 yıl) çeşitli kanser türlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle, kanser öncesi lezyonların erken teşhisi için Pap smear tarama testleri önemlidir. Eğer kondilom şeklinde bir lezyon ortaya çıkarsa, biyopsi yoluyla tanı doğrulanmalı ve HPV’nin onkojen alt tipi belirlenmelidir.
- Enfeksiyonun Seyri ve Belirtileri: HPV, yavaş üreyen bir virüstür ve genellikle 9-12 ay süren bir latent dönemden sonra aktif hale geçer. Bu dönemde bulaşıcılık oldukça yüksektir. Vücuda girdikten sonra, ilk yılda %70, ikinci yılda %90’a kadar HPV, bağışıklık sistemi tarafından temizlenebilir. Ancak, yüksek riskli kanserojen tipleri (tip 16 ve 18 gibi) vücuttan atılması daha uzun sürebilir. Kalan %10’luk durumlarda enfeksiyon devam edebilir, genital siğillerin oluşmasına veya uzun vadede kanser gelişimine neden olabilir.
- Genital Siğillerin Görünümü: Genital siğiller erkeklerde genellikle penis boyunca, testis, kasık, baldır ve anüs çevresinde görülür. Nadiren anüs veya idrar kanalı içinde ve hatta mesaneye kadar ilerleyebilir. Kadınlarda, siğiller anüs çevresinde, vulvada, vajende ve servikste (rahim ağzında) görülür. Siğiller tek veya çok sayıda, farklı şekillerde (yassı, düz, karnabahar şeklinde) ve renklerde (ten rengi, pembe, kırmızı, beyaz veya gri) olabilir. Genellikle kaşıntı veya ağrıya neden olmazlar.
- Kanser Etiyolojisi: HPV enfeksiyonları, dünya genelinde kanserlerin %5’ine neden olur. Erkeklerde penis, anüs, rektum, ağız, nazofarinks ve gırtlak kanseri için bir risk faktörüdür. Kadınlarda, rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) gelişiminde en önemli etken olarak kabul edilir. HPV enfeksiyonunun önlenmesi ve tedavisi, servikal kanser sıklığında azalmaya yol açabilir.
- Dev Kondilom ve Kısırlık: Dev kondilom (Buschke Loewenstein Tümörü), yavaş büyüyen ancak dev boyutlara ulaşabilen bir HPV siğil tipidir. Erkeklerde daha sık görülür ve çoğunlukla HPV tip 6 ve 11 ile ilişkilidir. Tedavi genellikle cerrahi yöntemlerle yapılır, ancak tekrarlama riski yüksektir. Ayrıca, HPV’nin erkek kısırlığı üzerindeki etkisi araştırılmaktadır. HPV varlığı sperm sayısını, hareketliliğini ve morfolojisini etkileyebilir, yardımcı üreme tekniklerinin başarısını azaltabilir ve düşük yapma olasılığını artırabilir.
HPV Tanısı
Tanı Yöntemleri: Genellikle, HPV tanısı fiziksel muayene ile konulabilir. Ancak, tipik olmayan siğiller, sert, kanamalı veya akıntılı lezyonlar varsa veya tedaviye direnç gösteriyorsa, biyopsi yoluyla tanı kesinleştirilebilir. Siğillerden alınan biyopsi veya sürüntü örnekleriyle HPV tiplendirilmesi yapılabilir. Sürüntü örnekleri, glans penis, penil şaft, skrotum, perianal alan gibi bölgelerden alınabilir. İdrar kanalından (üretra) örnek almak için, swab üretral açıklığa 2 cm kadar sokularak, çıkarılırken döndürülür. 30 yaş üstü kadınlarda servikal smear taraması önerilir. Şüpheli durumlarda oral, nazofaringeal ve anal sürüntüler alınabilir. HPV’nin kültürü yapılmaz ve güvenilir serolojik testler mevcut değildir.
Ayırıcı Tanı: HPV siğilleri bazı cilt hastalıkları, prekanseröz lezyonlar ve molluscum contagiosum (MCV) lezyonları ile karışabilir. MCV, poxvirus grubuna ait bir DNA virüsüdür ve düzgün, ortası göbekli, ten renginde 2-5 mm boyutlarında papüller oluşturur. Tanı genellikle gözlemle konulur ve laboratuvar incelemesine nadiren ihtiyaç duyulur. Lezyonlar, çocuklarda banyo ve havuzlardan, yetişkinlerde cinsel temasla bulaşabilir ve kendiliğinden iyileşebilir. Tedavide kriyoterapi, elektrokoter, podofilin/podofilotoksin, %3 sidofir krem ve %5 imikimod kullanılabilir.
HPV (Siğil) Tedavisi ve Yöntemleri
Genel Tedavi Yaklaşımı: HPV’ye yönelik doğrudan virüsü yok eden bir ilaç bulunmamaktadır. Tedavi, lezyonları ortadan kaldırmaya odaklanır. Tedavi edilmedikleri takdirde, siğiller aynı boyutta kalabilir, büyüyebilir veya bazen gerileyebilir. Büyük lezyonların kendiliğinden kaybolma oranı düşüktür. Erken tedavi, enfeksiyonun karsinojen etkilerini azaltmak ve yayılmasını önlemek için önemlidir.
Medikal Tedavi: HPV siğilleri için kullanılan medikal tedaviler arasında podofilin, trikloroasetik asit (TCA), 5-florourasil, imiquimod krem (Aldara) ve sinekateşinler (yeşil çaydan elde edilen kateki-polifenol) gibi lokal etkili kremler bulunmaktadır. Bu tedaviler tamamen etkili olmayabilir ancak lezyonların azaltılmasında yardımcı olur.
Ablatif Tedaviler: Kondilom ve siğil lezyonlarının tedavisinde likit nitrojen ile kriyoterapi, elektrokoter ve lazer sistemleri gibi enerji sistemleri kullanılır. Bu tedaviler, özellikle erkeklerdeki lezyonları etkili bir şekilde tedavi edebilir. Lazer ve elektrokoter kullanımında dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, bu işlemler sırasında çıkan dumanın bulaşıcı olmasıdır.
Alternatif ve Kombine Tedaviler: Alternatif tedaviler arasında podofilin reçine, interferon, sidofovir, fotodinamik tedavi, bleomisin, vitamin D3 türevleri ve aminolevulinik asit bulunur. Yaygın ve dirençli lezyonların tedavisinde kombine tedaviler, örneğin ablasyon sonrası imikimod krem kullanımı tercih edilebilir.
İdrar Kanalındaki Siğillerin Tedavisi: İdrar kanalı ve ağzında görülen HPV siğilleri, kriyoterapi veya endoskopik olarak lazer veya elektrokoter-transüretral rezeksiyon ile tedavi edilir. Bu bölgelerde podofilin ve imiquimod kullanımı genellikle önerilmez.
HPV Enfeksiyonundan Korunma Yöntemleri
- Prezervatif Kullanımı: Prezervatifler, HPV dahil cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı %70 oranında koruma sağlar. Ancak, tam bir koruma garantisi vermez ve kondomsuz alanlardan bulaşabilir. Daha etkin koruma için skrotal kondomlar ve kadın kondomu da kullanılabilir. Kadın kondomu, vajinaya uyumlu nitril bir kesedir ve HPV bulaşını azaltabilir. Genel olarak, bulaş riskini azaltmak için tek eşli cinsel ilişki önerilir.
- Sünnetin Etkisi: Sünnet, yüksek riskli HPV enfeksiyonlarına ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlayabilir.
- Genital Bölgenin Epilasyonu: Genital bölgenin epilasyonu veya tıraşı, HPV’nin deriye nüfuzunu kolaylaştırabilir. Bu nedenle, cinsel temas öncesinde genital bölgenin kıllardan temizlenmesi önerilmez. Var olan siğillerin tıraş edilmesi virüsün yayılmasına neden olabilir.
- Sigaranın Bırakılması: Sigara içenlerde HPV oranının daha yüksek olduğu ve genital siğil tedavisi ile nüks oranlarının arttığı bilinmektedir. Bu nedenle, HPV riskini azaltmak için sigaranın bırakılması önerilmektedir.
- HPV Aşısı: HPV aşısı, HPV ile ilişkili kanserleri önlemede etkili bir araçtır. 11-12 yaşındaki kızlara rutin olarak uygulanır ve geniş bir yaş aralığındaki kadınlara yapılabilir. Hamilelikte güvenli değildir, ancak emzirme döneminde uygulanabilir. Erkekler için de aşı önerilmektedir. Türkiye’de iki ve dört değerlikli HPV aşıları mevcuttur:
- Cervarix (bivalent): İki değerlikli aşı, HPV 16 ve 18’e karşı koruma sağlar.
- Gardasil 4 (kuadrivalan): Dört değerlikli aşı, HPV 16, 18, 11 ve 6’ya karşı koruma sağlar.
- Gardasil 9 (9-valent): Dokuz değerlikli aşı, HPV 16, 18, 11, 6 ve diğer dört tiplere karşı koruma sağlar.
Eğer HPV enfeksiyonu ve bununla ilişkili riskler, korunma yöntemleri veya tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız, alanında uzman bir hekim olan Doç. Dr. Fatih Yanaral ile iletişime geçebilirsiniz. Doç. Dr. Yanaral, HPV enfeksiyonunun önlenmesi, teşhisi ve tedavisi konusunda derinlemesine bilgiye sahiptir ve bu konuda size en güncel ve doğru bilgileri sunabilecektir. Sağlıklı bir cinsel yaşam ve HPV enfeksiyonunun olası etkileri hakkında endişeleriniz varsa, Doç. Dr. Yanaral’a danışmak, bu konudaki bilginizi artıracak ve sizi doğru yönlendirecektir. Unutmayın, doğru bilgiye erişmek ve uzman görüşü almak, sağlığınızı korumak adına atabileceğiniz en önemli adımlardandır.